
Metin Abi beni sahneye alıp "iki" şarkı söylettiğinde, bana eşlik ederken tandım, sevgili Emir'i...
Ben oldum olası, sahneyi odalardan, stüdyolardan daha çok sevdim... Karşımda duvarı ya da makineleri görünce hissedemiyorum belki de, sonuçta hep hissederek söyledim... İçinizden gelir ve söylersiniz... Birşey kıpırdatır sesi, enerji verir... Stüdyoda bunu çok zor alıyorum ya da odamda...
Bir "rastlantı" zinciriyle Metin Abi'ye gittik... Canımız sıkkındı, hadi dedik gidelim, Kral'ı dinleyelim... Öyle büyük bir saygı ve sevgi duyuyorum ki Metin Abi'me... Hayatımda beni hiç yanıltmayan insanlardan biri Metin Abi'm... Krallığı hak ediyor hem de nasıl...
Bu masalı ilk Metin Abi duydu... Nasıl yani? Senin bir albüm yapıp bir kenara koyman lazım en azından dedi önce... Sonra da tam yerine geldin sen dedi... Ve Emir'i çağırdı...
Emir'e masalı anlatır anlatmaz... Emir tamam dedi...
İki veya üç gün sonra daha detaylı konuşmak için birbirimizden gün aldık... Cancanım da ben de çok heyecanlıydık... Kenara bıraktığımız masal, acaba olacak mıydı?
İkinci birlikteliğimizde Emir'le başlama günümüzde netleşmişti...
Emir'in albümü çıkmak üzereydi, ve çok heyecanlıydı... Onu nasıl anlıyorum şimdi...
İnsan kendini çok garip hissediyor, kendi içindeki birşeyler böyle elle tutulur bir hale geliyor...
Daha albüm elle tutulur hale gelmemişti henüz, bizim bir çalışmamız sırasında ele geldi albüm, ilk imzaladığı albüm, Orhan'a ikincisi ise bana...
Daha onun sevincini doğru düzgün yaşamadan Emir, benimkinin kayıtları başlamıştı bile...
Emir'in müzisyenliğini yazmak da istiyorum, insanlığı bir yana, müzisyen duyar ve çalar, yazar...
Adamlık, yaşanmışlık gerektirir, Emir hem adam gibi adam... Hem inanılmaz duyan, inanılmaz yazan bir müzisyen... Bu kadar "dev"i, bir araya toplaması bir yana, bu müzisyenlik kadar, adamlık da ister, bu genç yaşına bu kadar işi sıkıştırmış olması da olağanüstü bir müzisyenlik gerektirir...
Hiçbir şeyin rastlantı olmadığına inanan bir yapım var benim... Öyle inanırım, adını ne koyarsanız koyarsınız... İster doğa deyin, ister kozmos, ister ilahi güç...
Bu masalı hayata geçirmek için iki kere denemem oldu daha önce, biri yalnızlığa teslim oldu, diğeri zamansızlığa ve krize... Emir sayesinde hem yalnızlığı hem de zamansızlığı ve krizi yendik...
Bu anlamda ben Emir'in hakkını Emir'e ne yapsam ödeyemem...
"Bade" bade olduysa -kısmen şu anda- Emir'in sayesinde oldu...
Bade'yi en kötü ben evimde dinlerim, her dinleyişimde Emir'i hatırlayacağım...
Emir kafamdakini, yüreğimdekini alıp ona en yakınını ortaya çıkardı... Şuna eminim eğer bu yolda Bade benimle yürürse, Emir beni daha da tanıdıkça, yüreğimdekini söküp alacak ve daha net yazacak... Kendine de dedim, Emir Bade yürürse, köfteciyi bile değiştirmeyelim, devam edersek...
Ellerine, yüreğine sağlık sevgili kardeşim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder