

"Dost, dost diye nicesine sarıldım,
Beyhude yalvardım, hey yar, boşa yoruldum
Benim sadık yarim kara topraktır..."
Kim dost dediğinden, sarıldığından kazık yemediyse o dünyanın şanslı insanlarındandır... Babam rahmetli derdi ki, bir kazık yersin birinden doğaldır herkes yer, iyi niyetlisindir umutvarsındır, ikinciyi de yersin, ama üçüncüyü de aynı kişiden yiyorsan süzme salaksındır... Dedem daha farklıydı, daha birinciyi yerken cümbüşüne başlardı... Üç beş fark etmez orada neşesini bulurdu... Ben sanırım ne babam gibiyim, ne dedem gibiyim... Yiyoruz kazığı da neşemizi bulmayı beceremiyoruz henüz, saçı sakalı ağırtıyoruz...
"Hakikat ararsan, açık bir nokta
Allah kula yakın, kul da Allah'a
Hakkın gizli hazinesi neslin toprakta
Benim sadık yarim kara topraktır..."
Hakikat daha ötesi değil, o yakınlığı sağlayabilmek, "Yaradan" herkese aynı yakınlıkta, ya sen "O" na ne kadar yakınsın... "Ölmeden ölünüz" der! Seri yola sermek kolaydır... İşin kolayıdır, öteye değil uzağa gitmektir, hiçbir şey ifade etmez... Ölmeden geçebiliyor musun egondan, benliğinden, vicdanınla egonun kavgasında , kendini rahatlatacak kadar indirebiliyor musun egonu? Seri vermeden bedeni mecazi olarak, koyabiliyor musun kara toprağa, Hakkın gizli hazinesini buldun demektir... "O" sana senden daha yakındır da "sen" yakın olmuşsundur ona o noktada... Girersin kapısından gülistanın gizli hazinesini bulursun orada... Sadrının, yüreğinin gözüyle görürsün, Veysel gibi...Kulaklarınla değil sadrınla bulursun doğruyu, gözlerinle değil, yazıdan değil, sadrından okursun, yüreğinden... Yalnızlık yoktur... Göz kendini göremez, ayna gerekir görmesi için... Aynanı bulursun... Ölmeden ölmek, bir sandal, bir mangalla yaşamaktır, krallığı, kraliçeliği peşinde koşanlara bırakıp soytarı olmaktır... Kendi firavununla dost olmayı becermektir... "Sen de bana cennette su vermezsin!" diyen Yezid'e... "Senden ne farkım kalır" ı ta yüreğinle diyebilmektir. Ölmeden ölmek... Nefret duygusunu kitaptan silmektir...
Veysel'in anlattığı "kara toprak" bu hazine aslında... Ölmeden ölmek... Aşka sığınıp vuslatı beklemektir... Kılıcın kınından çıkmasını beklemektir.. Benim beceremediğim, ne zaman becereceğimi de bilemediğim, yediğin kazıkta neşe bulmaktır... Ölmeden ölmek...
Aşıklar yaşayan evliyalardır, her yanın aydınlık olsun....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder