"Ne mutlu kahramanları olmayan toplumlara, çünkü o toplumda acı yoksa kahraman da olmaz..."
Bu söz, üç beş kişiyle oturup iş konuştuğumuz bir akşam yemeğinde, masada biri tarafından söylendi... Düşünüp duruyorum ne kadar haklı aslında.. Tarih boyunca çıkardığımız kahramanlara ve acılara bak...
Müziğimize bakıyorum, buradan git batıya doğru, dinlet adama müziği, şarkı söyleyenin, ha şimdi detone oldu, ha olacak, detone mi oldu yoksa değil mi diye diken üstünde dinlemesi o kadar doğal ki... Al sen adamın iki notasının arasına, iki nota daha sığdır, böl onu, al bağlamayı eline...
Adama acılarından bahset... Kahramanlık türkülerini dinlettir, ibadet müziğini ver, ne anlar adam bütün bunlardan... Detone oldu mu, olmadı mı orada kalır.. Sen acıyla yoğrulmuşsun, Trabzon'dan kalkıp, Kırım'da şehit verdiği oğlunun mezarının peşine düşen ana, bulup başında ağıt yakıyor, ( artık buldu mu, bulamadı mı o da muallak) adam dört mevsimi besteliyor... Sen kalkıp Karayılan Destanını yapıyorsun, adam sarayda armoni peşine düşmüş... Adamın karısına kendi savaştayken ağa el koymuş, ona ağıt yakılmış, diğeri orada kafasına peruk takıp opera peşine düşmüş... Yanlış mı yapmış? Asla... Adam ne yapacaktı ki oturup seninle ağlayacak hali yok ya.. Yok efendim onlar atom fiziğini, uzayı çözdü sen daha hala bilmem neyle uğraşıyorsun gibi bir yaklaşım tarzı da yakışmıyor.. Onların ruh ve sinir hastalarını, içine şeytan girmiş diye yaktığı dönemde, sen hastaları müzikle tedavi ediyordun...
Acı değer üretiyor, kahraman üretiyor... Acı çekmeyen bir toplumda kahraman çıkmadığı gibi bir Nazım, bir Jara, bir Sosa, bir Lorca, bir Dali çıkmıyor... Sen acıyı üzerine karesini yapmadan bırakmıyorsun bu değerlere doğrudur da, o değer kendinden birşey kaybetmiyor..
Nasıl bir coğrafyaysa, adamlara herkes kızıyor Türkler yakılıyor diye de, şundan birkaç sene önce kendi değerini kendin yaktın, bunun acısını bu toprak hala çekiyor da, toplum nedense unutuveriyor..
Nazım'ın nasıl bir memleket hasreti çektiğini dünya biliyor da, vatan hainliği yaftası hala boynunda asılı duruyor, kimi çevrelerde... Faşizm kötü bir hastalık... Kendinden, kendi değerinden, kendi yerinden nefret etmek daha büyük hastalık...
"Öte ve Uzak" kavramları çıkıyor karşıma gene, öteye gidemiyorsan uzağa mı gitmelisin yoksa?
Hayatı hep duyduğum aşkla çözmeye çalıştım, hala da öyleyim ki neden zaten aşk yaradılıştaki...
Bu aşkı kanıtlama meselesi hayat... Ne bulunduğum coğrafyadan, ne de diğer coğrafyalardan nefret ediyorum... Hayatımdan nefret olgusunu çıkarmak için bir savaş halindeyim hatta... Bir insanı sevmekle başlar herşey, sıfır noktası budur aşkın... Kolay değildir yaşamak aşkı, ayrılığı, ayrılık da aşka dahildir, aynı vuslat gibi... Hayatın bütün dibi de sırrı da bu olsa gerek belki de, insan aşkını ayrılıkta kanıtlar... Doğum o noktada bir gurbet, becerebilene de vuslattır belki de..
İlişkiler de böyle değil midir işte!
Sen alırsın diş macununa ta göbeğinden dalarsın, öteki der ki aman olmaz öyle.. Sen et istersin, öteki balık... Sen içindeki kuyuyu dinlemek istersin, o müzik dinlemek ister... Sen kumdan rahatsız olmazsın, onun için bu olmaz birşeydir, işi gücü bırakır yıkar her tarafı... Sen sırtını duvara verip tatlı tatlı kaşırsın, o bunu anlamakta güçlük çeker... Sen susarsın, o bağırır... Sen bağırırsın, o susmak istemiştir, artık odur, mazlum olan... Sen kuralları dinlemez kırmızı çizgiden öbür tarafa geçersin o kuralcı olmuştur, o kuralları yıkar, sen kuralcı olmuşsundur...
Sorun şu...
"Göz, kendinden başka herşeyi görür de, kendini göremez..."
İlişkiler, toplum, aşk... Al bu sözü her yere yapıştır.. Türkler yakılıyor diyeceğine otur bir kendine bak toplum olarak, gereken tepkiyi ver elbette... Adamlar uzaya gitti diyeceğine otur bir bak kendine, adamlar hastaları şeytan diye yakarken, sen ne yapıyordun, o oradan uzaya gitti sen niye gidemedin...
Ne mutlu kahramanı olmayan toplumlara, çünkü acı yaşamamışlardır... Çok doğru acı yaşamayan toplumların kahramanları yoktur... Ama benim toprağımda acı olmasa Nazım olmazdı, Ahmed Arif olmazdı, Aziz Nesin olmazdı, Ruhi Su olmazdı, Pir Sultan olmazdı, Yunus olmazdı... O kadar çok var ki... Kendime soruyorum işte, ben acı yaşamasam, ben olamazdım...
"Göz kendini ancak aynada görür, aynasızlık yalnızlıktır... Etrafın kalabalık olsa bile"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder