Yazamıyorum...
Baş ağrılarım, bilgisayardan uzak dur telkinleri.. İçimden yazmak da gelmiyor, daha doğrusu beceremiyorum da...
Gece onikiden beri telefonum susmuyor... Tarihi başarılarını paylaşmak isteyen arkadaşlarım arka arkaya arar oldular... Canım ciğerim olmuşu var bizde...
Tipik zihniyet, orada ne olacağının farkında değiller, bu da inceden bir yel gibi geliyor her telefon çalışında... Nihayet iki gibi sustu telefonlar...
Başım sığmıyor ellerimin arasına, dirseğim çürüdü tutmaktan koca kafamı... Midemde bir lök... Sırtımda bir ağrı...
Hayat fener kadar sarı ve lacivert olsaydı keşke, fenerli olurdum...
İnsan hayatında herşeyi değiştiriyor, dinini, arabasını, evini, okulunu, işini, dostunu,kafa kağıdını, ülkesini hatta cinsiyetini ama tuttuğu takımı değiştireni görmedim... Bilseydim ki hayat fener kadar sarı ve lacivert olacak, değiştirir feneri tutardım... Şimdi fenerliler sevinecek, midemdeki lök, sırtımdaki ağrı, koca kafam fener kaynaklı diye.. Alakası bile yok.. Olsa fenerli olurdum...Siz bu işin sonunu göremiyorsun... Londra' da ne olur farkında değilsiniz... Güzel kardeşlerim arayıp duran sözüm size... Ben de sizi arayacağım haftaya o belli...
3 Nisan 2008 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder