BEN'CE

website free tracking

20 Mart 2008 Perşembe

Harikalar Diyarı...

Evet size en samimi olduğum çocukluk arkadaşlarımı ve yeni tanıştığım bir arkadaşımı tanıtmaktan şeref duyarım... Annem bu üç arkadaşımın dışında çizgi roman okumamı bana yasaklamıştı.. Okunmuyor muydu diyeceksiniz.. Tabi ki okunuyordu, onlar bir şekilde eve sokulup ,yatak altına, dolap köşelerine zulalanıp sonra bir başka operasyonla evden çıkarılıyordu... Hepsini bilirim...Mandrake, Kızılmaske ( fantom ormanda on kaplan gücündedir, yeri ayrı bir ara yazılır...) Mister No, Teksas, Tommiks, Baltalı İlah Zagor...Hepsi hakkaten bir kenara, yasak olduğu için cazibeleri vardı...
Tenten, Asteriks ve Red Kit'in yerleri bambaşka boyuttadır benim için... Hele renkli yayınlanmış olanları apayrı güzeldir. Üçünün arasında bir sıralama yapsam ben en başa kesinlikle Tenten'i koyarım. Çocukluğumda siyah beyazdı tenten, sonra bir ara renkli basımı çıktı. Fransızca öğrenmeye başlayınca babam fransızcalarını getirmeye başladı bana, ya Fransa dönüşü, ya da burada açılan bir Hachette vardı oradan alırdık.. Elli küpe binerdi alırken, burada kitabın fiyatını ona katlıyorlardı... Üniversiteye giderken, Yapı Kredi Yayınları çok güzel ciltli olarak Tentenleri yayınladı hiçbirini kaçırmadım... Kimseye de vermedim.. Tekrar okudum Tenten'leri kendime Tişort bile almıştım.. Tenten tişortu... Çocukluğumun arkadaşı Tenten, bin kunduz Kaptan Hadok, Bayan Kastafiore... Patlak gözlü dostlarım benim... Asteriks'i atlamayacağım elbette, ikinci sırada o vardır kesinlikle, Roma'lılara kan kusturan küçük galyalı dostlarım... İnanmayacaksınız üniversitede, Asteriks birikimim Fransız Dili Tarihi dersinde o kadar çok işime yaradı ki.. Orada geçen bir dolu anektod, üniversitede tabiki daha akademik bir şekilde karşıma çıktı... Asteriks iki numaraya kesinlikle tartışmasız oturur benim çocukluğumda, ve en son yalnız kovboy... Daha henüz sigarayı bırakmamıştı onunla tanıştığımda, ağzında o ne olduğu belirsiz şey yoktu, aslanlar gibi sigarası yanardı... Ne kadar garipsemiştim, sigarayı bıraktı artık denince... Limonata içen yalnız kovboy... Daltonlarında en kısa en fırıldak olanını severim Joe Dalton... Tatlı su kurnazıdır, döner dolaşır sonuç gene hapishane...
Son dönemlerde Corto Maltese'le tanıştık biz, daha ağır bir abi.. Büyük çizgi romanı gibi.. Keyifle bayağı bir çizgi dizisini sinemada seyreder gibi seyrettim...
Bir bölümünde Enver Paşa'da vardı...
Askeri kırdıran Enver Paşa, Maltese ortada bir tutum sergiliyordu... Ama Adana, Antep, Urfa, İstanbul, Kars arasında gidip geldi...
Ne garip, askeri kırdıran Enver Paşa deriz... Soğuktan dondular, kırıldılar deriz... Şimdi geri dönenlerin ona buna uyduğunun söylenmesi nasıl bir çelişkidir ki... Enver Paşa için bir dolu şey yazıldı, kahraman diyenler, hain diyenler.. Tarihi gerçekse askerin dağlarda soğuktan kırılması değil miydi?
Bir küçücük saptama yapayım... Eksi kaç derece olursa olsun, sırtında elli kilo yükle yürüyen insan terler...Laf dinleyip değiştirenler yırttı, laf dinlemeyip üşenenler belki de iç çamışırlarını değiştirmedikleri için çocuk sahibi olamayacaklar... Evet herşeyi bir kenara bırakın o kardaki askerin dört saatte bir çamaşır değiştirmesi gerekiyordu. Bu süre çok uzadığı zaman insan böyle havalarda donmaya en çok terin biriktiği yerlerden başlar...
Nereden nereye geldik gene...
Corto Maltese'i büyüklere şiddetle tavsiye ederim.. Benim gibi çocuklar Tenten, Asteriks ve Red Kit'ten şaşmaz zaten...

Hiç yorum yok: