Elvis Biladerim

Aslında annem çok sever onu...
Ona çalmak için bir iki şarkısını çıkarmıştım önce... Sonra çalışmaya başlayınca Marmaris'te barlar sokağında, biraz da taklidini yaparak, üç şarkısını falan söylerdim onun, yakalar kalkar omuzlar oynamaya başlar... Derken turistlerin çok hoşuna gitmeye başladı, Axel Rose taklidi de tutmuştu ama , o kadar değil... Hani Elvis söyleyince, herkes beraber söylüyor, kahkaha ve şarkı birbirine karışıp, Memo'nun yandan verdiği gazlarla durumu kotarıp idare ediyorduk vaziyeti.. Turistler eğlendikçe her gün bir şarkı daha akıl defterime katılıp (hiç defter kullanmadım sahnede) "Elvis" bölümünün zamanı artıyordu...Derken bir saate kadar çıktı programın "Elvis" bölümü, hiç unutmuyorum "Old Swann" Murat ve Levent'in barları, çok dürüst iki kardeşti... Bunlar ve Marmaris'li arkadaşları, bana Elvis adını taktılar sonunda...
"Elvis Biladerim" aşağı, "Elvis Biladerim" yukarı... Onların lehçesi böyle...
"Elvis Biladerim" ne yapıp duruu?
Gezip duruuu...
Hiç çözemedim nasıl hem gezer, hem durur insan...
Babamla rastlarız, Elvis Biladerim.. Babam şaşkın şaşkın bakar ne diyor bunlar diye...Elvis'te nereden çıktı.. Sormaz da öyle bir adamdı rahmetli, ben de inadına anlatmazdım... Çok da umurunda sanki... Uzun bir süre adımız Elvis kaldı... Unutturana kadar neler çektim... Babam bile arada Elviiiiiis diye bağırıp, çay koy bakalım bir tane derdi... O çayı hiç bitmedi rahmetlinin arkadaş... Arada bir eserse sevimlileşirdi...
Ekmek parası adamı şekilden şekile sokuyor... Sahnede daha bir hareketli daha bir eğlenceliydim eskiden, işi ilerletip doğru düzgün söyleyip çalmaya başladıkça bu tarz şovlar azalmaya giderek yok olmaya başladı...
Ama sanki daha mı çok eğleniyordum eskiden ne? Belki de cehalet işte.. Ne bileyim.. Kolon üstüne çıkıp göbek atan fotoğraflarım falan vardır.. Kırmızı bandana takardı kafama Memo, gözüme de pilot gözlüğü hadi Rose ol.. Gelir yakaları kaldırır hadi Elvis ol... Hadi Alpay ol...
Ulan az maymun etmemiş beni... Kırık kafalı "artist" Memo... Kalamış'lı kime sorsam tanıyor manyağı... Arkasına 20 kişi takar, bara önden o girer, arkadan 20 kişi tren vaziyeti almış, tek sıra halinde , dans ederek takip ederlerdi bunu... Hatırı sayılır bir delidir... Çok fırıldaktır ...
Hiçbir şey değil de, uzun zaman boyunca Elvis diye çağrılmak, az sinirimi bozmuyordu ya... Eh iyi para da kazanmıştık o zamanlar bu Elvis fırıldağıyla...