9 Aralık 2010 Perşembe
Bade yürüyor...
Nasıl bir sancı yumağından sonra çıktı Bade... Bir yandan yarım gitti, tümüm gitti... Diğer yandan dayan gönlüm dayan, dayanman lazım derken, Bade doğuverdi. İlgilenemedim bile gerektiği gibi, koşturamadım... Yorgunluktan, küskünlükten... Tam da canımın yarısını hastaneye koyduğum gün geldi bitmiş hali, hayatımın en zor en acı günleri... Sonra devam etti hayat, bir de baktım "Bade" büyüyor.. Yürümeye başlamış, gidiyor... İstiklal Caddesi'nde duyduğumda, keşke sen de duysaydın dedim... Ya da internete bakıp en çok satanlar listesinde en üstte gördüğümde, bağırabilseydim sana, gel bak ne olmuş diye... İçim yandı... Canım acıdı... Ama bilmiyor muyuz ki biz.. Biliyoruz elbette, ama gel de anlat be ya... İlk konserdeki heyecanımda, gözüm hep seni aradı, neredesin sen diye.. Geldin biliyorum... Bilmiyor muyum, elbette biliyorum... "Bade" kendi kendine oldu, kendi kendine doğdu, kendi kendine yürümeye başladı, kendi kendine büyüyor... Beğenen, eleştiren, yenisini bekleyen... Etkilenip ilk defa ben yapacam diye ortaya atlayan bile oldu... Ne enteresan bir ülke, ne enteresan bir düzen, bir dönem... "Bade" kendi kendine yürümeye devam edecek, ben yapmadım... Benim değil yürüyecek... Ne mutlu...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder